Grafik Tasarabilir misin?


GRAFİK TASARABİLİR MİSİN? BÖLÜM-2

İlk yazıda lise öncesi kardeşlerimi düşünerek bir giriş yazısı hazırlamıştım. Bu yola girmelerini sağlayacak karar verme sürecini biraz yönlendirmiştim. Şimdi yazımım devamında diğer bir gruptan bahsedeceğim.

 

Bu grup tahmin ettiğiniz gibi mektepli arkadaşlarım için olmayacak çünkü onların alacakları yolları zaten üniversite eğitimleri şekillendiriyor. Neler yapmaları gerektiğini, üniversite hocalarından rahatlıkla öğrenebilirler. Tabi ki bu kardeşlerim için kariyerlerini şekillendirmelerinde önemli olacak birkaç küçük tüyom var fakat bunu bir sonraki yazıma saklayarak asıl değinmek istediğim grup için birkaç yönlendirmede bulunacağım ve bu yazıda mümkün olduğunca gerek benim yaşadığım gerekse karşılaştığım sorular ve merak edilen noktalar olsun, boş bırakmadan cevaplamaya çalışacağım.

 

Benim üyesi olduğum grup ALAYLILAR yani grafik tasarım eğitimi almamış, geç kalmış, yeteneğini farkedememiş, bir şekilde bu sektör içerisinde yer almış ve yer almak isteyen arkadaşlarım. Sayı  olarak, mektepli arkadaşlarımdan daha geniş bir kitleye sahip olan bu grup aslında mektepli arkadaşlarımdan daha önemlidir. Çünkü sektör içerisinde yakınılan sorunları yaratan da bu gruptan çıkar, mekteplilere taş çıkartırcasına başarılı işlere imza atanlarda bu gruptan çıkar. O yüzden tamamiyle tek başınıza olduğunuz bu yolculukta iyi bir rota çıkartmanız gerçekten de işin en önemli noktasıdır. İşi bilerek yapmak, ne yaptığını bilerek sektörde yer almak asıl amacınız olmalı. Neyse genel geçer yorumlardan çıkıyorum ve özel, ince noktalara giriyorum.

 

İLK BASAMAK; Tasarım yapmak istiyorsunuz, birşeyler tasarlamak yaratmak istiyorsunuz, aklınızda farklı farklı şeyler beliriyor, kimsenin görmediği açılardan olayları değerlendiriyorsunuz veya objeleri, kavramları çok farklı şekillerde hayalinizde canlandırıyorsunuz ama bunu gerçeğe çevirme konusunda ne yapacağınız pek bilemiyorsunuz. Kağıt kalemle aranızda ya biraz var ya da hiç yok. Ama isteğiniz bu sektör içinde yer almak, aslında sektör falan da değil istediğiniz, özgür bir çalışma ortamında, aklınıza gelen hayal ettiğiniz şeyleri tasarlamak, gördüğünüz, izlediğiniz reklamları, tanıtımların daha iyileri tasarlamak. Daha zekice hazırlanmış içerikler yaratmak. Şuanki  bulunduğunuz durumu bu sözler açıklıyorsa işte rotanız;


Bu bir reklamdır

1)HAYAL GÜCÜNÜ KAMÇILAMAK: İyi hayal kuramazsınız, iyi bir şey yaratamazsınız. Bu yüzden hayalgücünüzü olabildiğince geniş tutmak ve güçlendirmeniz gerek. Bu yüzden de buna yönelik boş zaman uğraşları bulun. Kitap okumak, farklı aktivitelere katılmak, farklı kültürden yeni insanlarla tanışmak, yatmadan önce hayal kurmak, televizyon, bilgisayar başında takılı kalmamak, dışarı çıkmak, sokağın yarattığı farklı olan herşeyi görmek ve yaşamak.

 

Bu size ne kazandıracak hemen açıklıyıyım. Şimdi klasik eğitim kalıbı görmüş insanlarız. Klasik ezbere dayalı lise ve üniversite eğitimi bize kattıkları arasında en önemlisi standart, aynı kalıpta, düşünme şekli. Yani pencerenin dışından bakamamayı, bardağı dışından görememeyi, herkesin gördüğü gibi görmeyi ve yorumlamayı klasik eğitim sistemimize borçluyuz. O yüzden olabildiğince çabuk bir şekilde, bu eğitim sisteminin yarattığı zararı telafi etmemiz lazım. Yani “kutunun dışından düşünebilmeliyiz” . O yüzden beynimizin kullanmadığımız o sanatsal kısmının üzerindeki tozu silerek, yağlayıp çalıştırmalıyız. İşte yukarıda saydığım aktiviteler bunu sağlayacak. Biraz daha devam ediyim mi neler yapabilirsiniz sorusuna cevap olarak, insanlarla konuşurken betimlemeler yapın, benzetmeler kullanın, klasik kelimeler ile, basit anlatımlar yapmayın anlatımlarınızı zenginleştirin. Esprili olun çünkü espri en büyük zeka aktivitesidir, şakalar yapın benzetmelerle espriler üretin. Gülünmesi önemli değil emin olun 5 espri kötüyse 1 tanesi muhakkak akıllarda kalacak kadar sağlamdır veya kendinize espriler yapın. Bol bol kitap okuyun, ama ağır ve boğucu kitaplar değil, kitaptaki karakterin yerine geçebileceğiniz, yazarın bahsettiği ortamın içine girebileceğiniz kitaplar okuyun. Hayal kurun, hayal kurmayı nedense yasaklamışlar gibi bir algı vardır. Sanki hayal kuran insan ayaklarını uzatmış hiçbir işe yaramayan biri gibi görülür ama alakası yok, iyi bir hayal gücü, can simidi gibidir. Hem sizi hem de geleceğinizi hem de bugününüzü kurtarır. Zorlu bir yerde askerliğimi yaptım, askerliği kafa olarak –mental olarak- sağlıklı atlamamı sağlayan en önemli iki şey hayal kurmak ve durumlardan espri çıkarmak –esprileri sadece kendime yapardım- . Bu dediklerimi yaparsanız emin olun kısa zamanda farklı düşünmeye başlarsınız ve zihniniz açılır

 

2)HAYAL GÜCÜNÜ YÖNLENDİRMEK: Piyasada yapılan işleri inceleyerek hayal gücünüzü yönlendirebilirsiniz. Sonuç olarak bir şair de hayal gücünden gücünü alır bir yazar da ama bir tasarımcı olarak hayal gücünüzü doğru noktalara yönlendirmeniz gerekir. Bu da şuan sektörde ki hayal gücü ürünlerini inceleyerek olur.  Reklamları, billboardları, gazete reklamlarını veya genel gazete tasarımlarını, el ilanlarını, broşürleri, kartvizitleri, tabelaları, logoları, çizimleri, fotoğrafları, kitabınızın kapağını, websitelerini aklınıza ne gelirse, elinize ne geçerse inceleyin. Saçma bir el ilanı olabilir o ama onu da inceleyin, gözünüze ne hoş gelmiyorsa onları farkedin. Unutmayın hayal gücünüzü doğru yönlendirmek için illa herzaman güzel şeyleri incelemeniz gerekmez, Kötü ve yanlış olan şeylerden de iyi çıkarımlar yapabilirsiniz. Bu incelediğiniz çalışmaların beğendiğiniz kısımlarını neden beğendiğinizi bulun, eğer kötü bir tarafını bulduysanız neden kötü olduğunu açıklayın. Ben bu rengi beğenmedim, çok soluk geldi ya da bu yazı tipi çok güzel uymuş gibi. Burda bahsettiğim şey “bunu beğendim, bunu beğenmedim” değil yani kişisel beğeni değil. Şöyle açıklıyım; pembe rengi hiç beğenmiyorsunuzdur. Ama elinize bir el ilanı gelir, bir bayan kuaför el ilanı o el ilanında pembe rengi güzel kullanmışlardır. Siz de pembeyi sevmemenizi bir kenara bırakarak “bütün olarak baktığımda pembe renk çok güzel uymuş, hatta buna alternatif olarak moru da kullanabilirlerdi” demeniz yeterli. Birşeyler tasarlamanıza ya da bu çalışmaları tekrardan hazırlamanıza gerek yok sadece düşünceleriniz yeterli. Demek ki neymiş, özet geçiyorum. ELİMİZE GEÇEN HERŞEYİ İNCELİYORUZ, BEĞENİYORUZ YA DA BEĞENMİYORUZ, NEDENLERİ İLER, BEĞENMİYORSAK ALTERNATİFİ ÜRETİYORUZ, BEĞENİYORSAK TA FARKLI OLARAK NELER YAPABİLİRİZ BUNLARI ARIYORUZ.

 

3)HAYAL GÜCÜNÜ GERÇEĞE DÖKMEK: İşte işin içine burnumuzu sokmaya başlayacağımız basamağa geldik. Hayal gücünü nasıl gerçeğe dökebiliriz, sektörü baz alarak düşünürsek tabiki bilgisayar programları ile hayal ettiklerimizi gerçeğe dökebiliriz. Şimdi size kısaca sektör içinde kullanılan programları tanımlıyım. Öncesinde şu dipnot’u veriyim. ADOBE diye duyduğunuz isim, programları üreten firmanın ismidir ve aşağıda göreceğiniz gibi kullandığımız neredeyse bütün programlar bu firmadan çıkmıştır.

 

- ADOBE PHOTOSHOP: Adını sıkça duyduğunuz bu program, görüntüleri işlememize yarar. Piksel tabanlıdır. Piksel nedir ki diyorsanız. Piksel bir görüntüyü oluşturan en küçük kare’dir diyebiliriz. Şöyle düşünün. Beyaz bir kağıtta içi siyah ile dolu bir daire var. İşte bu daire binlerce küçük siyah kareden oluşmuştur. Biz çok yakından bakmadığımız sürece bu kareleri göremeyiz, düzgün bir yuvarlak görürürüz.

Photoshop programı sayesinde fotoğraflar üzerinde düzenlemeler, renk ve parlaklığıyla oynamalar, veya rötüş dediğimiz, fotoğrafın kusurlarını silebiliriz, veya fotomanipülasyon dediğimiz birkaç görüntüyü hayal gücümüzde yarattığımız sahneyi hazırlamak için kullanabiliriz, hareketli animasyonlar hazırlayabiliriz, web site tasarımları yapabiliriz, basılı olan billboard, el ilanı broşür, kartvizit gibi ürünleri hazırlayabiliriz. Çoğunlukla kullanacağımız program photoshoptur o yüzden bu programla çok haşır neşir oluruz. Nasıl öğrenebiliriz sorusuna gelirsek eğer, böyle köşe yazıları ile size bir şey anlatamayacağım ortada. Oyüzden internetten bulduğunuz her kaynağı incelemelisiniz, youtubata ister Türkçe ister İngilizce “tutorial” leri inceleyerek orada anlatılanları photoshopta tekrar etmeye çalışabilirsiniz. Bu sizde “program kullanım” yeteneği kazandıracak, ve daha sonrasında hayal ettiklerinizi canlandırmanız için araç olarak olan photoshopta harikalar yaratmanızı sağlayacak. Unutmayın ki ne kadar iyi hayal kurarsanız kurun, bunu gerçekleştiremezsiniz bu sektörde pek değer görmezsiniz. Ama karamsa olmayın, yukarıda saydıklarımla beraber photoshop öğrenmeye çalışın.

 

- ADOBE ILLUSTRATOR: Photoshopla benzer özelliklere sahip bu programımız ise vektörel çizim programıdır. Vektörel nedir? Az önce piksel dedin şimdi vektörel çıktı ne farkı varki?. Pixel’i anlatırken boş beyaz bir kağıtta siyah bir daireden bahsetmiştim hatırladınız, hatta bu siyah dairenin, siyah küçük kutucuklardan oluştuğunu söylemiştim ve eğer çok yakından bakarsak bu dairenin, o düzgün şeklini bu küçük karelerden oluştuğunu söylemiştim. İşte vektörel de bu daire’ye ne kadar yakından bakarsanız bakın, tek bir düzgün çizim görürsünüz, hiç kare göremezsiniz. Bu bizim ne işimize yarıycak peki? Şöyle söyliyim, bir websitesinde kullanılan bir logo’yu oradan alıp futbol sahası büyüklüğünde bir zemine uygulamanız gerektiğiniz varsayalım. Websitesinden aldığınız logo piksel formatındadır, yani kutucuklardan oluşmuştur ve ölçüsü, çok küçüktür, eğer siz bunu futbol sahası kadar büyük bir alana uygulamaya kalkarsanız kutu kutu birşeyler görürsünüz, aynı haberlerde yüzleri mozaiklenmiş insanlar gibi çıkar, ama bu websitesinde kullanılan logonun vektörel çizim elinizde varsa süper net bir şekilde uygulayabilirsiniz.Dip not olarak dosya formatlarından bahsediyim. Nasıl sıkıştırdığınız bir dosya “.zip” veya “.rar” diye yazıyorsa görüntü dosyalarımızda da çeşitli formatlar vardır. Mesela BMP, JPG, PNG, JPEG, piksel formatlı görüntü dosyalarıdır. Bu dosyaları orijinal ölçüsünden daha büyük bir şekilde kullanmak isterseniz, mozaik mozaik görünmesinden kaçamazsınız. Aİ, EPS, PDF (ve CDR) vektörel formatlı görüntü dosyalarıdır. Bu dosyaları illüstratör gibi bir program sayesinde mozaikleşme olmadan kullanabilirsiniz. Konuyu toplayalım. Illustrator’da bir firmanın logosunu çizebiliriz, kartvizitini, el ilanını tasarlayabiliriz ama photoshop’tan tek farkı fotoğraf gibi görselleri kullanabiliriz ama üzerinde oynama yapamayız. Yani illüstrator’da bir kızın yüzündeki sivilceyi silemezsiniz. Onun haricinde bir tabelayı, özel kesim bir kutunun açık halini illustrator’da çizebiliriz. Ayırca üllustratorde kaydettiğimiz dosya boyutları küçük olduğu için rahatlıkla başka bir şeye gönderip orada da aynı bizde görüldüğü gibi görülmesini hatta üzerinde değişiklik yapılmasını sağlayabiliriz.

 

-ADOBE INDESIGN: Illustrator’un kitap dergi, gazete gibi matbaa ürünlerinin tasarımı için kullanılan programıdır. 600 sayfalık bir kitabı rahatlıkla indesign ile hızlıca tasarlayabilirsiniz, ve her sayfada görülecek bir detayı birkaç tıkla hızlıca ayarlayabilirsiniz. Yani çok sayfalı basılı materyalleri hazırlarken indesign kullanırız.

 

-ADOBE AFTER EFFECTS: Video-animasyon programıdır. Bunun video animasyonlar yapabiliriz, veya görüntüler üzerinde oynama yapabiliriz, Videoların photoshopu diyebiliriz, televizyonda izlediğiniz reklamlarında veya dizi, haber introlarının çoğu after effectle yapılmıştır veya yapılabilirz (cinema 3d gibi bir program daha vardır benzer çalışmaları hazırlayabileceğiniz)

 

- ADOBE PREMIERE: after effects gibi ama tek farkı premiere daha çok montaj üzerine işlem yapar, yani video parçalarınızı belli bir kurgu ile birleştirmek, premiere işidir.

 

- ADOBE FLASH: internette gördüğünüz websitelerindeki hareketli reklamları, ve animasyonları hazırlamanıza yarıycak olan program flash’tır. Flash ile video işlemezsiniz ama hareketli animasyonlar veya görüntü ve yazıları kullanarak hareketli görseller oluşturabilirsiniz.

Adobe denizinde daha boğulmadan listeyi sonlandırıyorum ama Adobe’un listesi bu kadarla bitmiyor onu bilin yeter.

 

4)HAYAL GÜCÜNÜ EĞİTMEK: Gördüğünüz bütün görsellerde ister bir fotoğraf olsun bir reklam ürünü, mutlaka bir dizi kurallarla hazırlanır. Örneğin birkaç satır yazının göze hoş geldiği bir el ilanı gördüyseniz emin olun o yazıların o şekilde yazılması şansa değil, belli yazım yani tipografi kuralları ile oluşmuştur. VEYA 3 renkli bir tasarımı gördüğünüzde renkler gözünüze güzel geliyorsa bu da şansa değil, renk kurallarının iyi bir şekilde kullanılması ile oluşmuştur. VEYA bir el ilanında gözünüze ilk başlıktaki yazı çarpıyorsa sonra başka bir görsele kayıyorsa bu çalışma da şansa değil, objeler arası denge kurallarına göre hazırlanmıştır. Gördüğünüz gibi “güzel” diyebildiğiniz bütün tasarımlarda bir kural vardır. Bu kuralları bilmek, öğrenmek tecrübe etmek sizi “kötü” tasarımdan uzak tutar. Bunun içinde çeşitli kaynaklardan bilgilere ulaşabilirsiniz. Aynı zamanda bunların haricinde biraz da sanat tarihine meraklanırsanız çok iyi olur çünkü geçmişten gelen sanat akımlarını bilmek gelecekte daha başarılı çalışmalar ortaya çıkarmanızı sağlayacaktır.

 

5) KENDİNİ BİLMEK: Sektör’de şuan her işi yapan tasarımcılar daha çok tercih ediliyor. Yani hem photoshopta iyi olacak, hem illüstratörde başarılı olacak hem after effectle haşır neşir olacak hem de flash’tan azbuçuk çakacak gibi. Ama siz kendinizi eğitmeye kesinlikle böyle çoban salatası gibi başlamayın. Öncelikle mutlaka photoshop’ta kendiniz geliştirsin ardından illustrator’a gelişin daha sonra yönelmenize göre diğer programları tercih edin. Eğer video konusunda uzmanlaşmak istiyorsanız after effect ve premiere yönelin eğer baskı konusunda iyi olmak istiyorsanız in design’a yönelin gibi…  ama muhteşem 4’lü kim derseniz, photoshop, illüstratör, indesign, after effecttir.

 

6)ÇALMAK: Birşeyler tasarlayabilir hale geldiyseniz eğer, taa ilk başta söylediğim inceleme olayının bir sonraki adımına geçebilirsiniz yani o incelediğiniz tasarımları çalıp birebir aynısını yapabilirsiniz. Tabi birebir aynısını başka bir müşteri için hazırlayın demiyorum. Sadece o tasarımı ortaya çıkarmak için kullanılan yöntemleri öğrenmeniz için çalın diyorum. Tasarımı çalın, izlediğiniz tutoriallardaki çalışmaları çalın taklit edin. Taklit ettiğiniz çalışmalardaki yöntemleri daha sonra farklı çalışmalar hazırlarken kullanacaksınız. Yöntem aynı olacak ama ortaya çıkan çalışma çok farklı olacak emin olun

 

7)DENEYİM: Bir kıvama geldiğinizi hissettiğinizde ve haliyle artık bazı çalışmalarınız ortalıkta dönmeye başladığında artık işi içine deneyimi de katma zamanınız geldiğini anlayabilirsiniz peki deneyimi nasıl kazanacaksınız, yaşınıza ve durumunuza bakmadan mutlaka bir matbaa’nın tozunu yutun çünkü bilgisayara ekranında gördüğünüz herşey aynı şekilde kağıda uygulanmaz, uygulanması için farklı kurallar gereklidir. Matbaa da yutacağınız toz size bu yöntemleri öğrenmenizi ve tasarımlarınızı hazırlarken dikkat etmeniz gereken noktaları tecrübe edecek ki bu da altın değerindedir. Yavaş yavaş müşteri aramaya çıkın. Müşteri diyorum ama hemen paralı işler gibi algılamayın, mesela evinize en yakın olan büfe için bir kartvizit tasarlayın, hediye edin onu da . Ya da el ilanı hazırlayın. Ama dikkat edin bu hediye olayını bazıları abartman isteyebilir, bir anda birkaç işi yetiştirmek zorunda kalan bir tasarımcı olur çıkarsınız. Çünkü bedava sirke baldan tatlıdır algısında olan bazı müşterileriniz olabilir.

 

Bu seviye’ye geldiğiniz zaman işinize yarayacakolan diğer püf noktalarını başka bir yazı da vereceğim çünkü bu püf noktalarını piyasada çalışan yer alan meslektaşlarım da kullanabilir.

 

Bu süreç içerisinde alçakgönüllü (dozajında) olmayı ve hemen kendizini “grafiker” ya da “grafik tasarımcı” olarak yorumlamamaya özen gösterin çünkü kimilerini yaptığı gibi bu sıfatlar çok hızlı kazanılmıyor. Ben bile – ki sadece bu işten ekmek yediğimiz göz önüne alarak söylüyorum- kendime hangi sıfatları verdiğimi yukarıda görüyorsunuz.

 

Şimdilik bu kadar…..


Yeni Yorum Gönder

Bayram Tosun
Hocam başlığınız Yanlış yazılmış. Bilginize...
Mustafa
Tasarabilirmisin derken?

Köşe Yazarları